Haftalardır içimden ne yazı yazmak geldi nede şiir. Aynaya bakmak bile
istemiyorum. Gözlerimdeki umut ışığının söndüğünü görünce ne kötü hallerdeyim
diye söyleniyorum kendi kendime. Oysa umudun insanı güzelleştirdiğini çok iyi
bilenlerdenim. Yorgun zihnim beni yataklara düşürmüş gibi hissediyorum. Hatta
evimin her yanı cezaevi duvarları ve hücre cezası yemiş gibi. Sanki hiç
doğmamış, güzel ülkemi solumamış gibi…
Acılarımız, gözyaşlarımız dinmiyor. Elimizde ayağımızda prangalar, biri
gelirde bu esaretten kurtarır mı diye medet beklemenin anlamsızlığını
biliyorum. O prangaları ancak biz çözmeliyiz. Aksi takdirde o prangalar,
yürekte açılan kocaman yaralar olarak kalacak herbirimizde.
Ülkemde huzuru, barışı dilemek, tüm halk ile el ele omuz omuza aydınlık
geleceğe yürümekti temennimiz. Çok mu fazla isteklerimiz var? Çok mu kötü bunların
gerçekleşmesini istemek? Ülkem yanıyor, dört tarafımız düşman. Emperyalist
sömürgeciler ve onların uşakları pırıl pırıl insanları tek tek kıyıma
uğratıyorlar. Hemde bunun vicdani muhakemesini düşünmeden. Oysa ezelden bu yana
bir Âdem bir Havva’dan olmayız, hepimiz kardeşiz söylemleri ile büyümüştük.
Şimdi bakıyorum ki çıkar uğruna kardeş kardeşi keser olmuş.
Niye suskunuz? Niye sorgulayan, hak arayan insanlar olamıyoruz? Neden derin
uykulardayız? Bize dokunmayan yılan bin mi yaşasın? Her yanımız yılana, yalana,
talana kesmiş. Ülkemizde kaos yaratarak, iç savaşa sürüklemeye çalışıyorlar her
birimizi. Öldürülen askerleri polisleri analar vatana emanet ederken ölmesi
için göndermedi. Katledilen gençleri
aileleri bir fidanken toprağa düşmeleri için büyütüp okutmadı ve o ölen
gençlere sevinenlere tanık olduk. Öldürülen savcının, ailesi ve kendisi
için geleceğe dair kim bilir ne umutları vardı. İnsan canı bu kadar ucuz mu?
Kim uğruna, ne için bu kadar insan katlediliyor? Işid terör örgütü nereden
türedi? Kimler destek veriyor? Amaçları nedir? Bunları sorgulayacak akla
sahipken, düşünemeyen sorgulamayan toplum haline geldik. Ülkemizi bıraktık
komşu ülkelerde katledilen insanları seyrettik hatta akan kandan beslenenler
oldu. Her birimiz derin uykularda uyutulduk. Pembe dizilerle avutulduk.
Ülkemize rock’n roll starları kucağında finisiyle geldiğinde havalimanının
kapısında toplanıp onu görebilmek için kendini yerden yere atan beyinleri
boşaltılmış gençler yarattık. Evlendirme programlarını saatlerce izleyip zaman
erozyonuna uğrayan, hacıana muhabbetine bayılan insanlarla dolmuş taşmış
ülkemde, uçuşa geçmiş hocaların televizyonlarda cima muhabbetlerini can kulağı
ile dinleyip, Çarşamba günü çocuk yıkamak günah mı diye sorular soran insanlar
olduk.
Tüm ebeveynlere sesleniyorum; Bu
ülke bize emanetse araştıran, öğrenen, okuyan, sorgulayan ve bilen çocuklar
yetiştirmemiz gerekiyor. Çünkü ne kadar bilinçsiz nesil yetiştirsek, o kadar
suskun ve totaliter sisteme boyun eğmiş toplum yaratacağız.
Ülkem yanıyor, ülkem parçalanıyor, halklar ötekileştiriliyor. Ölümlere
alkış tutan insanlar olduk. Kirli egoların hileli savaşlarında katledilmeye göz
yummayalım. Atalarımız Çanakkale şehitliğinde boşuna yatmıyor. Hepsi din, dil
ırk demeden bu vatan için omuz omuza çarpıştı. Şimdi iç ve dış mihraklara karşı
birlik zamanı. El ele omuz omuza olma zamanı.